SAYFA YOGUNLUNDAN DOLAYI BİRKAC SANİYE BEKLEYİNİZ ACILMASI İCİN(TSK) ------





---
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

---------------- -- ---- ----
   
  SABIR ve DUA MÜMİNİN EN GÜZEL İKİ SİLAHİDİR
  SAGLIK
 


ŞİKAYETLERİMİZE ÇARELER

BAŞ AĞRISI:

Kanadalı bilim adamları acı kırmızı çarliston biberin veya
 kırmızı biberin ağrıya karşı doğal bir çare olduğunu ortaya çıkardılar.
 Bibere keskin acılığı veren etkili madde capsaicin, ağrıya, sancıya karşı hassasiyeti de azaltıyor. Capsaicin vücutta acıyı hafifleten kimyasal 
maddelerin oluşmasını etkiliyor. Çarliston biberin bu arada baş ağrısına,
 eklem iltihaplarına iyi geldiği ortaya çıkarıldı.

KANSERE KARŞI KIRMIZI SEBZE:

Domates ve kırmızı çarliston biber kansere neden olan serbest
 radikallere karşı en iyi koruyucudur. Çiğ ve kırmızı sebzede
 bulunan lycopen maddesi, radikalleri yakalamada havuçta bulunan betakarotinden daha etkilidir.

GIDA ZEHİRLENMELERİ:

Eğer bozulmuş et yediğinizden şüpheleniyorsanız, hemen 3000 mg'lık
 C vitamini kapsülü alın. Bu sizi et zehirlenmesine karşı koruyacaktır.
 Eczanelerde bulabileceğiniz, hazmı kolaylaştırıcı enzimleri de 
deneyebilirsiniz. Bu dönemde eğer bağırsaklarınız bozulduysa,
 bol kepekli ve lifli besinler kullanın; sıvı alın. Asla ishal kesici ilaçlara başvurmayın.

AKŞAMDAN KALANLAR İÇİN:

Aşırı içki içtiyseniz, yatmadan önce 50 mg niacin, yani B3 vitamini alın.
 Ciltte bir miktar kızarıklığa yol açabilir, ancak sabahın köründe 
baş ağrısı ve mide bulantısı çekmekten çok daha zararsızdır. 
B vitamini komplekslerinden de yararlanabilirsiniz.

CİLDİ NEMLENDİRMEK İÇİN:

Kuru cildi altı ile sekiz hafta gibi bir sürede nemlendirmek için, 
her gün bir kapsül E vitamini ile bir çorba kaşığı kenevir yağı içilebilir.
 Bu şekilde, hücre cepheleri yağ asitleri ile güçlendirilmiş olur ve 
böylece suyu daha iyi tutmaları sağlanır.

UÇUKLARA KARŞI:

Bir çorba kaşığı dolusu suyla karıştırılmış, yüzde 3 oranında
 oksijenli su ile ağzınızı çalkalayın. Sonra yaranın üzerine, 
bir saat boyunca, her 15-20 dakikada bir yoğurt sürün. 
Bu işlemi gün içinde birkaç kez tekrarlayın. Ayrıca bu süre 
içinde çikolata, fındık-fıstık, patlamış mısır gibi yiyecekleri 
kesmenizde yarar var. Bunların yerine, biftek, tavuk, yumurta ve 
peynir gibi, bir çeşit aminoasit olan lizin bakımından zengin yiyecekler tüketin.

UÇAK YOLCULUKLARI SONRASI:

"Jet lag" denilen, uzun uçuşlar sonrasındaki bitkinlik halini en
 aza indirmek için, yolculuk öncesindeki üç gün boyunca,
 günde iki kez 25 mg'lık B vitamini kompleksi ile 1000 mg'lık
 C vitamini alın. Yağsız et yemeye dikkat edin, kızarmış yiyeceklerle
 şekerden uzak durun. Yolculuk sırasında da bol su içmenizde yarar var.

ELLERİNİZ SOĞUKTAN UYUŞURSA:

Birkaç kaşık toz kırmızı bibere, birkaç damla sıvı yağ ekleyip,
 macun kıvamına geldikten sonra, soğuktan buz kesilmiş ellerinizi 
bu karışımla ovun. Biber kan dolaşımınızı hızlandıracaktır. 
Ama ellerinizi iyice yıkamadan asla gözünüze ya da yüzünüze 
sürmeyin. Yoksa kırmızı biber dokunduğunuz yeri yakacaktır.

KASLARINIZI GEVŞETİN:

Sıkı bir step veya alet çalışmasının ardından, iyice gerilen
 kaslarınızı rahatlatmak için, bir miktar rendelenmiş havucu,
 nemli bir bezin içine yerleştirin ve acıyan kısmın üzerinde 
yarım saat kadar bekletin. Bu işlemi dilediğinizde tekrarlayın.
 Tuzlu bir banyo da çok iyi gelecektir.

SORUNLU DİŞLER İÇİN:

Ağrıyan dişinizi, birkaç damla vanilya veya karanfil ya da
 kekik yağı ile ovun. Dişiniz çekildikten sonraki kanamayı 
durdurmak içinse, ıslatılmış bir çay poşetini 10-15 dakika 
kanayan bölgeye bastırın. Çay poşetleri, gümüş dolguların 
ağızda bıraktığı metalik tadı da alır.

GÜNEŞ YANIĞI İÇİN:

Yoğurdun güneş yanığı üzerine olumsuz etkisi olduğunu artık 
biliyoruz. Güneş yanığı tedavisi için, toz halindeki A ve B vitaminleri 
ile, kenevir yağından elde edeceğiniz karışımı yanık bölgeye 
dikkatlice sürün. Sürtünmeden duyacağınız acıyı hafifletmek
 içinse, üzerine talk pudrası serpilmiş çarşaflarda uyuyabilirsiniz.

KENDİNİZİ İYİ HİSSETMEK İÇİN:

Depresif bir ruh halinde misiniz? Size sihirli bir formül: 
Bir avuç taze biberiyeyi doğrayıp, bir şişe beyaz şaraba 
karıştırın ve şarabı bu şekilde dört gün beklettikten sonra 
süzün. Kendinize gelmeye ihtiyacınız olduğu zamanlarda
 bir iki çorba kaşığı için.

TATLI RÜYALAR:

Uykusuzluğun en önemli sorumlularından biri, geceleri 
kan şekeri seviyesindeki düşmedir. Bunu önlemek içinse
 yatmadan önce birşeyler atıştırmakta yarar vardır. Bir basit 
karbonhidrat ile bir de kompleks karbonhidrat bir arada alınmalı.
 Tost ekmeği ile salam gibi. Ya da 20 kez esnemeyi deneyin. 
İnanılması güç ama işe yaradığını göreceksiniz.

ŞİŞİKLERİ AZALTMAK İÇİN:

Buz torbasına bir alternatif olarak, donmuş bezelyeleri de 
kullanabilirsiniz. Bezelyeleri küçük torbalar halinde 
Dondurduktan sonra, şişen bölgeye bastırın. 
Özellikle estetik ameliyat sonrası şişmeler için bezelyeler birebir.
 Minik kürecikler halinde, buzdan çok daha etkili oluyorlar.

SİVRİSİNEK ISIRIKLARI:

Isırılan yeri hanımeli yağı ile ovun. Ya da cildi önce ıslatıp, 
üzerine bildiğimiz sofra tuzunu serpin. Bir paça diş macunu 
da aynı etkiyi gösterecektir. Sivrisinekleri uzak tutmak içinse
 B vitamini veya soğan sarımsak takviyesi öneriyoruz; 
vücudun salgıladığı kokular bu küçük yaratıkları kaçırmaya yetecektir.

GÖĞÜS ŞİŞİKLERİ İÇİN:

Adet döneminde göğüslerinizin sızısını rahatlatmak için, 
daha fazla sıvı, lifli yiyecekler ve taze sebze almaya dikkat edin. 
Kafeinden ise uzak durun.

MİDE BULANTISI:

Bir tatlı kaşığı toz zencefil, özellikle yolculuklardaki mide bulantısına 
karşı hem güvenli, hem de çok etkili bir çözüm olacaktır.
 Zencefili bir sıvıya karıştırıp içebilirsiniz.

CİLT TEMİZLİĞİ İÇİN:

Cildinizdeki siyah noktalardan yakınıyorsanız ucuz ve kolay 
bir yöntem önerebiliriz. Mutfağınızda her zaman bulunabilecek
 bir malzeme olan karbonat, iyi bir cilt temizleme malzemesi olabilir.
 Bir kahve fincanı kaynatılıp, soğutulmuş suyun içine bir çay
 kaşığı karbonat koyup karıştırın. Bir pamuk yardımıyla cildinize sürün. 
Birkaç dakika nemli kalmasını sağlayacak şekilde, aynı işlemi tekrarlayın ve
 bu kez biraz bastırarak yüzünüzü silin. Burnunuzdaki siyah noktaları bu işlemden sonra rahatça sıkabilirsiniz.

ÇATLAYAN ELLERE:

Eczaneden alacağınız gliserini avucunuza damlatın ve 
birkaç damla limonu da ekleyin. Avucunuzu ovuşturarak 
elinizin gliserin ve limonu iyice emmesini sağlayın. 
Bu işlemi yaptıktan sonra elinize pamuklu bir eldiven geçirip
 yatarsanız, sabah kalktığınızda ellerinizin yumuşaklığına şaşıracaksınız.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRMEKİÇİN

Besinlerinizde A, E ve C vitaminleri olmasına dikkat edin.
 Ayrıca protein, lifli maddeler ve çinko, selen gibi eser halinde
 elementler de içermelidirler. Metabolizmayı hareketlendirmek ve nefes alıp vermeyi iyileştirmek için açık havada bol hareket etmeye çalışın.
 Sıcak-soğuk duşla direncinizi kuvvetlendirin. Düzenli olarak dinlenin. Dinlenmezseniz bağışıklık sisteminiz de görevini iyi yapmaz. 
Zihinsel olarak zinde olmaya özen gösterin. Grip mevsiminde içkiyi, 
kafeini, nikotini mümkün olduğu kadar azaltın. Bol uyuyun. 
Derin uyku safhasında bağışıklık sisteminin iyileşmesinden 
sorumlu olan hormonlar enerjiyle beslenmiş olurlar.
ein Bild
 
ein Bild
ein Bild
ein Bild
ein Bild
ein Bild
ein Bild
ein Bild
ein Bild

 

 

ein Bild

 

 

 

ein Bild
ein Bild
 
ein Bild
ein Bild
ein Bild
ein Bild
ein Bild

HER DERDE DEVA SÜPER GIDALAR

ADAÇAYI:

Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser.
 Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Göğsü yumuşatır. 
Astım hastaları için yararlıdır.

AHUDUDU:

Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. 
Terletir ve idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Vücuda dinçlik verir.

ANASON:

Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir. 
Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı arttırır. 
Öte yandan kusmayı ve ishali keser.

ASMA:

Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. 
Sarılığı keser. İshali durdurur.

AVOKADO:

Çok kalorili olmasına rağmen içerdiği Glutathion süper bir hücre koruyucusudur,
 çünkü en iyi antioksidanttır. Antioksidantlar hücrelerin yaşlanmasını
 yavaşlatırlar ve kanseri önlerler. Tüm meyveler arasında protein bakımından 
en zengin olanıdır. Bol miktarda E vitamini de içerir. Bu vitamin kalp ve deriyi 
koruyarak dolaşımı düzene sokar. Ayrıca potasyum ve B6 vitamini de içerir. 
Kadınlar açısından çok gereklidir.

AYRIKOTU:

İdrar söktürür. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. 
Buralardaki iltihapları da giderir.

AYVA:

İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. 
İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Çarpıntıyı dindirir.

BADEM:

Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Böbrek, mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. 
Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.

BAKLA:

İdrar yollarını temizler. Böbrek ağrılarını dindirir. Böbrek iltihaplarını giderir. 
Böbrek kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı olur.

BEZELYE:

Taze ve donmuş olarak kullanılabilen bezelye B1, C vitaminleri, 
protein, lif ve folik asit içerir. Sinir sisteminde sorunları olanlara tavsiye edilir.

BİBER:

Mideyi kuvvetlendirir. İştahı açar ve hazmı kolaylaştırır. Kanamaları önler.

BROKOLİ:

Kansere karşı bizi koruyan ve ömrümüzü uzatan müthiş bir sebze. 
Çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine birebir.
 Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, vitamin deposudur. 
Brokoli tutkunlarında ender olarak bağırsak ve akciğer kanseri görülür,
 kalp dolaşım hastalıklarına da pek fazla rastlanmaz. 
Kadınlarda göğüs kanserini önler.

BUĞDAY:

Lifli gıdalar sağlıklı bir beslenmenin temelidir. Buğdayın dış kabuklarından 
elde edilen kepek de, genellikle mısır gevreği türü yiyeceklerle tüketilir. 
Kepekli buğday unundan yapılan kurabiye vb. bağırsakların düzenli çalışmasını 
sağlar ve kabızlığı önler. Buğday tanesinin özü olağanüstü besleyicidir. 
Vücudun özümsediği kalsiyum, demir ve çinko burada depolanır. Besin 
değeri, potansiyel olarak yulaf ve mısırdan daha yüksek olan buğday, 
bağırsak ve rektum kanserini önleyici faktörler içerir. Ama, yulaf ve mısıra 
kıyasla sindirimi biraz daha zordur.

CEVİZ AĞACI:

Yaprakları ve kabuklarıyla hazırlanan ilaçlar kanı temizler, kansızlığı giderir.
 İshal ve dizanteriyi keser. Verem ve şeker hastalığında hem besleyici, hem de
 tedavi edicidir. Saç ve elleri boyamakta da kullanılır.

ÇAMFISTIĞI:

Bronşit, verem, akciğer hastalıklarının çabuk iyileşmesine yardımcı olur. 
Ruhi çöküntüyü giderir. Kalp hastalıklarında da faydalıdır.

ÇEMEN:

Balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir.

ÇİLEK:

Körpe ve bol sulu çilekler sistemi temizliyor. Cilt sorunları olanlar için de iyi bir meyvedir. 
Böbrek, idrar yolları ve bağırsak sorunları için de birebirdir. Ayrıca diş etlerini güçlendiriyor,
 dişlerdeki tartarı önlüyor, ağız kokularını ve boğaz ağrılarını gideriyor. 
Çilekte yüksek oranda C vitamini bulunduğu gibi, yüksek tansiyon ve kolesterolü 
düşüren maddeler içeriyor.

ÇÖREKOTU:

İştah açar. Vücuda kuvvet ve dinçlik verir. Hazmı kolaylaştırır.
 Mide ve bağırsak gazlarını söker. Koklanacak olursa baş ağrısını keser.

DEFNE:

Terletir, ateşi düşürür. Vücuda rahatlık verir. İdrar ve adet söktürür. İştah açar. 
Sinir ağrılarını dindirir.

DENİZ KADAYIFI:

Solunum ve hazım sistemi nezlelerini giderir. Vücudu besleyici olarak da kullanılır.

DEVEDİKENİ:

Ateş düşürür. Terletir ve vücuda rahatlık verir.

DOMATES:

Kanserden koruyucu ve yaşlanmayı zihinsel ve bedensel olarak yavaşlatıcı bir sebze. 
C ve E vitaminleri içerir. Domates zengin bir potasyum kaynağıdır ve çok az miktarda tuz bulunur.
 Yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olur ve vücudun su tutmasını engeller.

DUT:

Beyaz dut yaprakları idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Aç karnına yenen 
beyaz dut bağırsak solucanlarını söktürür.

EBEGÜMECİ:

Göğsü yumuşatır. Öksürük keser. Mide bulantısı ve kusmaları önler. Ateşi düşürüp vücuda 
rahatlık verir. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Dişeti hastalıklarını tedavi eder.

ELMA:

Günde bir elma yemek doktoru evinizden uzak tutar. İki elma yerseniz, kalp ve dolaşım 
sorunlarına karşı korunmuş olursunuz. Kolesterolü yok eder ve kabızlığı önler. 
Sindirimi kolaylaştırır. Kokusu rahatlatır ve kan basıncını düşürür. Artrit, 
romatizma ve gut hastalıklarına karşı da yararlıdır.

ENGİNAR:

Kandaki üre ve kolesterolü düşürür. İdrar söktürür. Kandaki şeker miktarını ayarlar.
 Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler. Böbrekteki kumların dökülmesine yardımcı olur.

FESLEĞEN:

Öksürüğü keser. Baş dönmesini durdurur. Arı sokmasında faydalıdır.
 Ağız yaralarını tedavi eder. Fesleğen kokusu, sivrisinek ve tahtakurusu gibi haşaratları kaçırır.

FINDIK:

Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Vücuda kuvvet verir. Nekahat devresinin çabuk geçmesini sağlar.

GELİNCİK:

Nefes darlığı, astım ve bronşitte rahatlık verir. Kan tükürme ve kusmayı önler. Yanıkları iyileştirir.

GREYFURT:

C vitamini bakımından çok zengindir. Yarım greyfurt günlük C vitamini ihtiyacının yüzde altmışını 
sağlar. Kolesterol oranını düşüren pektin maddesi bulunur. Kansere karşı koruyucu özellik taşır.
 İştah açar.

HATMİ:

Ağız, boğaz ve dişeti iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak iltihaplarını giderir.

HAVUÇ:

Haftada beş kere yendiği takdirde Harvard'ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü,
 felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor. Günde iki havucun erkeklerde kandaki 
kolesterolü yüzde 10 oranında azalttığı görülmüştür. Her gün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor. Havuçtaki Beta-Karotin de gözleri yaşlılığın getirdiği görme 
zayıflığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Mide ve bağırsak kanamalarını önler, kansızlığı giderir, anne sütünü arttırır, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir, idrar ve bağırsak 
gazlarını söktürür, ülserdeki şikayetleri giderir.

ISIRGAN:

Dıştan tatbik edildiği zaman iç organlarda biriken kanı çeker. Burun kanamalarını keser. Balgam söktürür.

ISPANAK:

Kalp hastalıklarına, felce, yüksek tansiyona, yaşlılığın getirdiği göz hastalıklarına, kansere, 
hatta psişik rahatsızlıklara karşı da etkili bir sebze.

İNCİR:

Bağırsakları yumuşatır. Kabızlığı giderir. Bronşit, öksürük ve boğaz ağrılarında faydalıdır.
 Enerji verir.

KARANFİL:

Mikropları öldürür. Ağrıları dindirir. Sinirleri uyarır. Hazmı kolaylaştırır. Koku giderir. İştah açar.

KEKİK:

Bedeni kuvvetlendirir. Hazmı kolaylaştırır. Kalp çarpıntısını keser. Bağırsak iltihaplarını iyileştirir. 
Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardım eder. Kandaki şeker miktarını azaltır.

KINAKINA:

Ateş düşürür. Sıtmayı tedavi eder. Tifoda faydalıdır. İştah açar. Cilt kaşıntılarında faydalıdır.

KİVİ:

Bir kivide, bir portakalda olan C vitamininin iki katı vardır. Potasyum bakımından da zengindirler. 
Sindirimi kolaylaştırır ve kabızlığı önler.

KUŞBURNU:

Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 
100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, 
etkin bir kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düşürücü ve bağırsak yumuşatıcısıdır. 
Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı faydalıdır. Romatizma ağrılarını gideriyor. 
Basur tedavisinde iyi sonuç veriyor.

LAHANA:

Kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, 
potasyum içerir. Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkilidir. Vücutta biriken zehirli 
maddelerin atılmasını sağlar. Kandaki şeker miktarını düşürür. Sarılık ve safra kesesi 
hastalıkları için iyidir. Astıma faydalıdır.

MAYDANOZ:

Bir demir deposudur. Genellikle taze yenen maydanozda, kalsiyum, potasyum ve A vitamini vardır. 
Bir tutam maydanoz, günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılar. Böbrekleri çalıştırarak idrar getirir,
 kan şekerini normal seviyede tutar ve kansere karşı da koruyucudur.

MELEKOTU:

Kan dolaşımını düzenler. Terletir. Kurutulmuş melekotu dövülüp başa sürülecek olursa
 bitleri öldürür. Astım nöbetlerine faydalıdır.

MEYANKÖKÜ:

Grip, nezle, anjin ve nefes darlığına faydalıdır. Öksürük ve balgam söktürür. 
Yüksek tansiyonu düşürür.

MISIR:

Yüzde 18.3 gibi yüksek oranda lif içeriyor. Mısırın içeriğindeki yüksek karbonhidrat, enerji 
seviyenizi yükseltir. İçinde protein, kalsiyum, demir, fosfor, A ve B2 vitaminleri bulunur.

MUZ:

Folik asit, potasyum ve B6 vitamini bakımından son derece zengin bir meyvedir. 
Potasyum krampları önler. Adet sancılarını gidermeye birebirdir.

NAR:

Vücudu kuvvetlendirir. İshali keser. Burun poliplerine faydalıdır. Şerit düşürür. Kalbi 
kuvvetlendirir. Mide, bağırsak hastalığı olanlar, küçük çocuklar ve hamileler fazla kullanmamalıdır.

NOHUT:

Vücudu kuvvetlendirir. Anne sütünü arttırır.

ÖKSEOTU:

Kalbin atışlarını arttırır. Damar kireçlenmelerinde faydalıdır. Sara ve akciğer kanamalarında kullanılır.

PATATES:

Kızarmış yemezseniz kilo aldırmaz. Sindirimi kolaylaştırır, kabızlığı önler. Yorgunluğa karşı 
birebirdir. Bol miktarda C vitamini ve protein içerir.

PIRASA:

İdrar söktürür. Mide rahatsızlığına iyi gelir. Kabızlığı giderir. Basur memeleri için faydalıdır. 
Böbreklerdeki kum ve taşların düşürülmesine yardımcı olur.

PORTAKAL:

Antioksidantlar ile dolu bir meyve. Kanseri önleyici olarak bilinen bütün maddeleri içeriyor. 
Ayrıca bol miktarda C vitamini içeriyor.

SALATALIK:

Salatalığın kendisi ya da suyu cildimizi bir tonik kadar temizler. Salatalık kabızlığı önler, 
böbrek ve kalp hastalıklarında vücutta biriken suyun atılmasına yardımcıdır.

SALEP:

Öksürük ve bronşite faydalıdır. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Zihni 
çalıştırma gücünü arttırır.

SOĞAN VE SARIMSAK:

Yüksek tansiyon ve kalp hastalığı tehlikesini azaltırlar. Soğan, mide kanserine yakalanma 
riskini; sarımsak da bağırsak kanserine yakalanma riskini azaltıyor. Sarımsağın mayasında 
bulunan maddeler hücrelerin zarar görmesini önleyerek, vücudu erken yaşlanmaya karşı 
koruyor. Antibiyotik ve nefes darlığını gideren bileşimler içeren sarımsak bağışıklık sistemini 
de kuvvetlendiriyor.

SOYA:

Uzun yaşamak isteyen herkes mutlaka soya tüketmelidir. Soya, içerisinde östrojen 
hormonuna benzer işlev gören ve bu hormonun etkilerini sulandıran bir madde içerir ve
 buda kadın bünyesi için son derece yararlıdır. Çünkü, hücre yenilenmesini hızlandıran 
östrojen hormonunun aşırı üretimi, göğüs, rahim ve 
boyun kanserine yakalanma riskini çok arttırır.

TARÇIN:

Ruhi sıkıntıları giderir. Sürmenajda faydalıdır. Kalbi kuvvetlendirir. İştah açar,
 hazmı kolaylaştırır.

TERE:

İştah açar. Hazmı kolaylaştırır. Bronşları temizler, öksürük söktürür. İdrar söktürür,
 böbrekleri ve idrar yollarını temizler.

TON BALIĞI:

Çok yağlı olmasına rağmen Omega-3 adlı önemli bir yağ asiti içerir. Bu madde, 
yüksek tansiyon, kalp çarpıntısı ve şiddetli migren ağrılarına iyi gelir. Ayrıca cilt kuruluğunu ve
 egzamayı tedavi eder. Ancak taze olarak yenmelidir. Konserve olarak satılan ton balığı 
yüksek D vitaminin içermekle birlikte Omega-3 yağ asitinden yoksundur.

TURP:

Böbreklerdeki mikropları öldürür. Kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Karaciğer 
şişliğini indirir. Sarılıkta faydalıdır. Safra taşlarının düşürülmesine yardımcıdır. Romatizma,
 siyatik astım ve bronşite faydalıdır.

ÜZÜM:

Üzümde bilinen 20 antioksidant var, siyah üzüm ise yeşil üzümden fazlasını içeriyor.
 Kan yapar, kanı temizler. Yüksek tansiyonu düşürür. Böbreklerdeki kum ve taşların 
düşürülmesine yardımcı olur. Besleyicidir.

VİŞNE:

İshali keser. Ateşi düşürür. İdrar söktürür. Vücuda rahatlık verir.

YENİBAHAR:

Damar sertliğini önler. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını giderir.

YOĞURT:

Vücudun çeşitli organlarında bulunan bakterilerden bağırsakta barınanları, 
sindirim sisteminin düzenli çalışması açısından önemlidir. Bu bakteriler, 
enfeksiyonların ve bulaşıcı bir hastalık geçirirken almak zorunda kaldığımız 
antibiyotiklerin saldırısına uğrayabilir. Bu da sindirim sistemini harap eder. 
Yoğurt bu sorunu çözer, azalan bakteri miktarını normal seviyesine getirir ve 
enfeksiyonları hem önler, hem de onlarla mücadele eder. Bağışıklık sistemini de 
canlandırır. Kalsiyum oranı sütten fazla olan yoğurdun, protein oranı süte eşittir.

YULAF:

Çocukların hazım güçlüklerini giderir. Bedeni ve ruhi yorgunlukları giderir. 
Kandaki şeker miktarını azaltır.

:YERALMASI:

Şeker hastaları için faydalıdır. Besleyicidir. Vücudun direncini arttırır. Kabızlığı giderir.

:ZENCEFİL:

İştah açar. Kusmayı önler. Bağırsak bozukluklarını giderir.

ZEYTİN:

ein Bild
ein Bild
Zeytinyağı, safrayı artırır. Karaciğeri çalıştırır. Karaciğer ağrılarını keser. Sarılıkta faydalıdır. Yaprak ve kabukları yüksek tansiyonu düşürür. Kandaki şeker miktarını düşürür. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur.

BESİNLERLE GÜZELLEŞME VE YİYECEKLERİN TADI RENGİ İLE SAĞLIĞIMIZ

ein Bild

BESİNLERLE GÜZELLEŞİN

Doğru beslenmeyle gerçekten güzelleşebilir misiniz? Tabii ki evet.
 Ancak bu olay bugünden yarına gerçekleşmez. Meyve ve sebze, et ve balık,
 hububat ve süt ürünlerinden oluşan, doğal ve doğru bir karışımla vücudunuz
 daha dirençli olur. Eğer böyle beslenirseniz birkaç hafta sonra kendinizi 
daha iyi hissetmekle kalmayacak görmeniz de daha iyi olacak. Kısacası 
güzellik içten geliyor. Beslenme uzmanları hangi besinlerin en iyi güzellik 
faktörü olduğunu şöyle sıralıyorlar:

DÜZGÜN BİR CİLT

Her gün bir miktar ayçiçeği çekirdeği veya kabak çekirdeği yiyin. 
Bu çekirdekler esas halinde element olan çinko içerirler. Vücutta çinko
 eksikliği ise derinin daha çabuk buruşmasına yol açar. Ayrıca sabah ve akşam kivi yiyin.
 Bu meyvenin içerdiği C vitamini dolaşımı harekete geçirir ve bunun sonucu
 olarak deri daha iyi beslenir. Yumuşak bir cilt için A vitamini de önemlidir.
 Bu vitamin balıkyağında fazla miktarda vardır. Üç ayda bir, iki haftalık bir kür yapın.

PARLAK GÜR SAÇ

Haftada dört yumurta yiyin. Yumurtada saça parlaklık kazandıran bol miktarda
 kükürt vardır. Bol protein içeren besinler (et, balık, kümes hayvanları, peynir)
 salatayla birlikte yendiğinde saç gür olur. Çünkü saçın yüzde 97'si protein
 maddesi olan keratinden oluşuyor.

PARLAK GÖZLER

Haftada üç kere az bir miktar bitkisel yağla pişirdiğiniz havuç yiyin. 
Havuçtaki A ve E vitaminleri görmeyi kuvvetlendirir, gözlere parlaklık 
kazandırırlar. Kepek, çavdar ekmekleri içerdikleri selen elementinden 
dolayı gözleri hastalık mikroplarından korur.

KUVVETLİ TIRNAKLAR

Her gün yoğurt yiyin. Yoğurtta tırnakların oluşumu için önemli olan protein vardır. 
Toz jelatin de bu etkiyi fazlalaştırır. Kırılan tırnaklara karşı ceviz ve yer fıstığı yiyin.
 Her ikisi de tırnakları sertleştiren biotin içerir.

SAĞLIKLI DİŞLER

Günde iki kere 150 gram yağsız peynir yiyin. Peynirdeki kalsiyum dişetini 
kuvvetlendirir, dişleri sağlamlaştırır. Ayrıca balık ve kümes hayvanları da 
dişlerin sağlam olması açısından önemlidir. Bunlarda dişleri sertleştiren
 fosfor vardır.

GERGİN GÖĞÜSLER

Günde iki kere öğünler arasında bir bardak ananas suyu için. Ananasın 
içerdiği bol miktardaki bromelain enzimi dokuları gerginleştirir. Sabahları 
kahvaltıdan önce bir çorba kaşığı bitkisel yağ, hücreleri zararlı maddelerden ve
 serbest radikallerden korur, sizi gençleştirir.
 
ein Bild
ein Bild
ein Bild

KIŞ AYLARINA ÖZEL

KIŞ PSİKOLOJİSİ

Nisan ile ekim ayları arasında dinamik, dengeli ve enerji dolu insanlara kış mevsiminin başlamasıyla birlikte bir gevşeklik gelir. Bu dönemde sürekli yorgundurlar, karınları devamlı açtır ve moralleri bozuktur, yani kış depresyonu başlamıştır. Bu mevsimsel ruh hali rahatsızlıkları bir çeşit depresyon olup düzenli olarak sonbaharda başlar ve ilkbaharın gelmesiyle kendiliğinden kaybolur. Bu durumun sorumlusu epifiz bezidir. Beyindeki bu fındık büyüklüğündeki organın ruhsal durumumuz ve ruh halimiz üzerinde önemli bir etkisi vardır. Melatonin üretir ve bu hormonun etkisi yatıştırıcı tabletlerinkine benzer. Hareketsizleştirir, ruh halini olumsuz yönde etkiler, uykulu ve yorgun yapar. Çoğu zaman on, oniki saat uyuduğumuz halde dinlenemeyiz, zihinsel ve bedensel verimlilik bitme noktasına gelir. Dahası durmadan bir şeyler yemek isteriz, özellikle de tatlı şeyler. Ve bu hormon sadece karanlıkta üretilir. Buna karşılık gözün ağ tabakası tarafından alınan ve sinir yolları ile epifiz bezine iletilen ışık melatonin üretimini azaltır, ve insan gerek fiziksel gerek psişik olarak neşelenir. Gecelerin uzun, gündüzlerin kısa ve sisli olduğu kış aylarında insan organizması normal olarak uyanık-uyku ritminin ihtiyaç duyduğundan daha fazla melatonin üretir. Bu uyku hormonunun fazla olması sadece bedensel aktiviteyi frenlemekle kalmayıp ruhsal durumumuzu da etkiler. Bu nedenle aktivite hormonu adrenalin ve mutluluk veren serotonin ve endorphin gibi hormonları üretmek için vücudu uyandırmak, teşvik etmek önemlidir. Bilim adamları gündüzleri en az bir hafta süreyle her hava şartında bir saat yürüyüş yapmayı öneriyorlar. Bu yürüyüşte önemli olan bir nokta da ağtabakanın ışığı alması ve epifiz bezine iletebilmesi için sık sık gökyüzüne bakmanızdır. Bazı doktorlar da serotoninin öneminden, kandaki serotonin miktarını arttıran beslenmeden söz ediyorlar. Bu hormon sadece ruhsal yönden kendimizi iyi hissetmemizde önemli bir rol oynamaz, kanda ne kadar fazla serotonin varsa, ruhsal durum o kadar sağlıklı ve dayanıklı olur. En yeni araştırmalara göre serotonin azlığı giderek artan açlık hissine ve karbonhidratlara duyulan isteğin artmasına neden olur. Ekmek, makarna, patates ve tatlılar yeteri kadar serotonin ürettiğinden bizi moral bozukluğundan kurtarırlar. Ancak sadece kısa bir süre için. Ne var ki, uygulanan bu diyet programı uzun sürede depresyona yol açmanın yanısıra kilo da aldırır. Serotonin diyetinin ağırlık noktası karbonhidratlardır, örneğin kepek, çavdar ürünleri, patates, sebze salata gibi. Fakat bu diyetin belirli bir miktar protein içermesi de gerekir. Bunlar da yağsız et, balık, süt ürünler, ve diğer protein içeren yiyeceklerdir. Tryptophan üretmesi açısından organizmaya yeterli zaman ayırmak için karbonhidratlı ve proteinli öğünler arasında en az üç, daha da iyisi dört saat geçmesi gereklidir. Karışık yendiği takdirde tryptophanın beyine giden yolda diğer aminoasitlerle engellenmesi tehlikesi vardır: Serotonin üretilemeyebilir, en azından yeterli ölçüde üretilmez. Bunun dışında karbonhidratların ve proteinlerin alınmasında zaman da önemlidir. Öğleden sonra geç saatlerde bedbinleşen, kötümser olan ve çok acıkan kişi öğlenleri proteinli besinler yemelidir.

HASTALIKLARA KARŞI

Havaların gittikçe soğumaya başlaması, kalorifer yakıtları ile hava kirliliğinin artması sonucu, kışa girerken enfeksiyon hastalıklarına yakalanma riski de artıyor. Hastalıklardan korunmanın başlıca yolu vücut direncini arttırmaktan geçiyor. Bunun tek yolu ise özellikle bu mevsimde beslenmemize biraz daha özen göstermek. Havaların soğuması ile vücutta bazı metabolik değişiklikler başlar, bu sebeple günlük enerji, vitamin ve mineral gereksinimimizde yaz aylarına oranla artış olur. Bu yüzden kışa geçiş aylarında vitamin A ve vitamin C gereksinimini karşılamada daha dikkatli olmakta fayda var. Yeşil sebzeler, turunçgiller, domates, patates ve kuşburnu C vitamini açısından oldukça zengin oldukları için bunları tüketmek vücudumuzu kuvvetlendirecektir. Yalnız C vitamini çok kolay okside olan bir vitamindir. Bu nedenle sebzeleri hazırlama ve pişirme sırasında vitamin kaybını en aza indirmek için bazı yöntemleri uygulamak gerekir: 1-Alışveriş yaparken sebze ve meyvelerin olabildiğince taze, sulu olmasına dikkat edilmeli. 2-Ezik, çürümüş ve yaralanmış besinler tüketilmemeli. 3-Yemek hazırlarken tahta kaşık kullanılmalı. 4-Limon tüketileceği zaman kesilmeli ve anında tüketilmeli. 5-Sebzeler musluk altında değil, temiz bir leğende yıkanmalı. 6-Yemek suları mutlaka kullanılmalı. 7-Patatesler haşlandıktan sonra soyulmalı. 8-Her yemekten sonra kısa yürüyüşler yapılmalı. 9-C vitamininin en büyük düşmanı olan sigara bırakılmalı.

CİLDİMİZ

Yazın güneşin kontrollü kullanımı cildimiz üzerinde olumlu etki eder. Akne, sivilce gibi cilt sorunları bir süre için de olsa ortadan kalkar. Ancak yazın sona ermesiyle ultraviole ışınlarının bu tedavi edici etkisi de azalır. Bu yüzden sonbahar ve kış ayları bu hastalıkların alevlenme dönemleri olarak görülür. Ayrıca yaz, dermatolojik girişimler için yasak dönemi oluşturur. Özellikle ince kırışıklıkların, akne izlerinin, leke tedavilerinin yapılması için en ideal dönem kıştır.
Yaz boyunca belki cildimizi ihmal ediyoruz. Güneşin etkisiyle kuruyor ve neme susuyor. Biraz bakımla yeniden sağlıklı pırıl pırıl bir cilde kavuşmak mümkün. Piyasada satılan profesyonel ürünler sayesinde cilt bakımı yapmak çok kolay. Yaz boyunca ciltte biriken ölü derileri peeling yaparak temizleyebilirsiniz. Satılan peeling ürünleriyle haftada bir veya iki kez dairesel hareketlerle nemli cilde uygulayarak, ciltteki pütürleri ve ölü hücreleri yok etmek mümkün. Nem maskeleri, yazın güneş ve deniz suyu sayesinde nemsiz kalan vücudunuzun nem ihtiyacını karşılayarak cildinize yumuşaklık ve esneklik kazandırıyor. Ayrıca mevsim dönemeçlerinde kür halinde uygulanan güzellik ampulleri de cildinize hızlı bir şekilde yoğun nem ve canlılık vermede etkili olacaktır.

SAÇLAR

Hiç şüphesiz güneş ve deniz en çok saçlarımıza zarar veriyor; kurutuyor ve donuklaştırıyor. Bu yüzden kışa girerken saçlara gerek protein, gerek saç nemlendiricileriyle bakım yapmak şarttır. Saçlarımızın bakımı için bir kuaföre danışmak ve bilinçli olarak piyasada kullanılan profesyonel ürünleri kullanmak saçlarınızın kışa başlarken parlak ve hoş görünmesini sağlayacaktır. Evde yapılan eski usul bakımlar her zaman iyi sonuç vermiyor. Önce saçın neye ihtiyacı olduğunu saptamak gerekiyor. Ayrıca evde saçlara sürülen bademyağlı, yumurtalı karışımları temizlemek için kullanılan bol miktarda şampuan saçın yağ dengesini bozuyor, kuruma, kepeklenme yapıyor. Profesyonel bakım ürünlerinde, kullandıktan sonra saçı şampuanlamak zorunda kalmıyorsunuz.

EL VE AYAKLAR

Kışın gelişiyle ellerimiz soğuk havadan etkilenmeye başlar. Çok çabuk yıpranır, kurur ve çatlar. Her zaman göz önünde olan ellerimizin bakımlı olmasının ilk şartı onlara özenle bakmaktan geçiyor. Eğer düzgün, yumuşacık ve zarif ellere sahip olmak istiyorsanız özellikle kış aylarında ellerinizi yıkadıktan sonra nemlendirici bir el kremi kullanmanızda yarar var. Bu kremleri gece yatarken ve sabah evden çıkmadan önce de ellerinize uygulayabilirsiniz. Eczanelerde kolaylıkla bulabileceğiniz el kremleri bu iş için en uygun kremlerdir. Kuaföre gidecek vaktiniz yoksa, haftada bir gün evde kendi başınıza yapacağınız manikür de tırnaklarınızın güçlü ve pırıltılı bir görünüm kazanmasını sağlayacak, el bakımınızı tamamlayacaktır. Evde yapacağınız manikür için: Tırnaktaki eski ojeyi iyice temizleyin. Tırnak dibine yumuşatıcı bir krem sürün. Bir kap sıcak suya yarım limon suyu ve birkaç damla banyo köpüğü katın. Ellerinizi bu sıcak suya batırın. Her parmağınıza iki dakika masaj yaparak suda bekletin. Daha sonra tırnak diplerinizi hafifçe geriye itin ve ellerinizi durulayıp, kurulayın. Bir tırnak üstü törpüsü ile tırnak üstlerinizi törpüleyin. Bu kan dolaşımını arttıracak ve tırnaklara parlak bir görünüm kazandıracaktır. Tırnaklarınıza şekil verin ve sonra ellerinize nemlendirici bir el kremiyle masaj yapın. Elleriniz kremi emdikten sonra manikürünüzü, oje veya tırnak cilası sürerek tamamlayın.
Kış mevsimi boyunca ayaklarınız kapalı kalacak ve ekstra bir bakıma ihtiyaç duyacaktır. Bu sebeple özellikle kış aylarında ayaklara rahatlatıcı bir masaj uygulamak ayak sağlığı açısından çok gereklidir. Yapacağınız masajla ayak tabanındaki sinir noktalarını uyararak rahatlayabilirsiniz. Evde yapacağınız ayak masajı için önce ayak tabanını sıcaklık hissedinceye kadar vücut fırçasıyla fırçalayın. Sonra bir vücut kremiyle ya da özellikle ayak için üretilmiş olan ayak kremleriyle topuktan ayağın ortasına ve ayak bileğine kadar masaj yapın. Ayrıca her parmağa küçük dairesel hareketlerle masaj uygulayın. Böylece ayaklarınız zindeliğine kavuşacaktır. Bu arada güzel görünmesi için haftada bir ayaklarınıza pedikür yapmalı, ayak tırnaklarınıza şekil vererek bakımlı olmalarını sağlamalısınız. Ayrıca banyodan sonra topuklarınızı ponza taşıyla ovmayı ihmal etmemelisiniz. Bu sayede ayaklarınızı ölü hücrelerden arındırarak, ferahlatıp hava almasını sağlayabilirsiniz. Bu işlemden sonra bir ayak kremi kullanarak ayaklarınızı yumuşatın. Ayaklarınızın terlemesine karşı ter önleyici krem ve pudralardan kullanırsanız, hoş kokulu ayaklara sahip olabilirsiniz.
ein Bild

 

(HABERİN TÜMÜ İÇİN İLGİLİ HABERİ TIKLAYIN!)

 

AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI İLE İLGİLİ HABERLER

SAĞLIĞIMIZ İÇİN İPUÇLARI

Su ve Tuz İhtiyacı

Sıcakların rekor dereceye yükseldiği bu günlerde bol bol terliyor ve bol bol su ve meşrubat içiyoruz. Peki tuz almaya özen gösteriyor muyuz? Ter bol miktarda tuz içerir. Aşırı miktarda terleyince su ile birlikte vücuttaki tuz miktarı de azalıyor. Tuz almaksızın su ve meşrubat içtiğimizde kandaki yoğunluk düşer. Böylece hücrelerin içine su girişi olur ve hatta hücreler patlayabilir de. Su zehirlenmesi denilen bu tablo ölüme bile yol açabilir. Bol su içiyorsanız tuzu da ihmal etmeyin.

Sigara İçenler C Vitaminini İhmal Etmemeliler

En doğrusu sigarayı hiç içmemek ama bu başarılana kadar bazı önlemlerle zararı azaltmak da gerekiyor. Sigara içilmesi vücutta C vitamini tutulmasını olumsuz etkiler. Böylece sigara içenlerde C vitamini eksiklikleri oluşabilir. Bu nedenle sigara içenlerin taze sebze ve meyva ile ya da ilaç şeklinde C vitamini almaları doğru olacaktır. Ayrıca sigaranın vücutaki olumsuz etkilerinin bir kısmını, C vitamininin antioksidan etkisi ile azaltmak da mümkündür. Ancak bütün bunlardan arda kalan zararların da büyük olduğunu unutmayın

Gebeler, iyi pişmemiş etten uzak durun

Toksoplazma adı verilen parazit bebeklerin sakat doğmasına neden olabilir. Toksoplazma kedilerde yaşayan bir parazit olmakla beraber tek kaynak kediler değil. İyi pişmemiş etler de önemli bir kaynak. Ayrıca toprak da tokoplazma kaynakları arasında. Bu nedenle özellikle çiğ yenilen sebzeler, salatalar ve meyvalar da bulaşmaya yol açabiliyor. Eğer gebeyseniz ya da gebe kalmayı planlıyorsanız çiğ yenilecek sebze ve meyvenin temiz suyla iyice yıkandığına emin olun ve yiyeceğiniz etlerin de iyice pişmesini sağlayın.

Şişmiş Konservelere Dikkat

Sebze ve meyvelerin her mevsim bol bulunduğu ülkemizde, konserveler genellikle hazır yemekler için tercih edilir oldu. Hangi türü olursa olsun konservelerin gerek üretim teknolojisi ve gerekse saklama koşulları açısından belirli kuralları mevcuttur. Konserve alacakların özellikle dikkat etmesi gereken konu kapak kısmının görüntüsü olmalıdır. Normal koşullarda bu kısım içe göçük olur. Eğer kapak dışa doğru bombelenmişse, bu konserve sizi tehlikeli şekilde zehirleyebilir. Botulizm denilen türdeki gıda zehirlenmesinde, bulantı, kusma ve ishalin yanısıra, görme bulanıklığı ya da çift görme, yutkunma ve nefes alma zorluğunun yanısıra ileri derecede güçsüzlük vardır. Bu tür belirtisi olanlar acilen bir sağlık kuruluşuna başvurmazsa, tüm vücutta ve solunum kaslarında ölümcül derecelere varabileben felçler görülebilir.

Gıda Zehirlenmesine Dikkat

Yaz gelince gıda zehirlenmesi olayları da sıklaşıyor. Bunu en önemli nedeni, sıcaklarda bakterilerin üreme hızının artması. Bir başka neden de sinek, böcek gibi haşerelerin çoğalması. Kan ve et gibi proteinli maddeler, bakterilerin üremesi için en uygun ortam. Açıkta duran gıda maddelerine konan sinekler ayağında mikrop taşıyor, sıcakta mikroplar hızla çoğalıyor. Yiyeceklerinizi mutlaka buzdolabında saklayın. Et doğramakta, sebze ayıklamakta kullandığınız bıçakları iyice yıkamadan pişmiş gıdalarda ve başka bir yemeği hazırlamada kullanmayın

Kabuklarıyla Yiyin

Şeker hastalığı ya da zayıflama çabası gibi nedenlerle diyette olanların sebze ve meyveleri kabuklarıyla yemeyi ihmal etmemeleri gerekir. Diyet uygulamaları nedeniyle beslenmesi kısıtlı olanların kabuklarda yoğun olarak bulunan vitaminler ve minerallerden yararlanmakarı kadar kabuklarda bulunan bitkisel liflerin mideyi doldurucu, bağırsaklarda posa bırakarak bağırsakları çalıştırıcı etkisinden de yararlanmayı unutmamaları gerekmekte.

Hepatit B Aşısı Oldunuz Mu?

Bulaşıcı sarılık tiplerinden biri olan Hepatit B toplum sağlığı açısından AIDS'den daha büyük bir risk yaratıyor. Türkiye'de Hepatit B virüsü taşıyıcısı olanların sayısı milyonlarca…;; Bu kişilerin çoğu hastalık virüsünü taşıyıcı olduklarını farkında bile değil. Hepatit B, kan ve vücut salgıları aracılığıyla bulaşabiliyor. Hastalığı kronikleşerek siroza ya da karaciğer kanserine varma olasılığı yüksek. Hepatit B virüsüne karşı koruyucu aşı var. Virüsle karşılaşmadan yapılacak aşı ile korunmak mümkün. Henüz aşı olmadıysanız, ilk fırsatta olmayı ihmal etmeyin.

Antibiyotikleri Gereksiz Kullanmayın

Ateş yükseldikçe antibiyotik kullanma eğilimimiz var. Bu eğilim o kadar yaygınlaştı ki, muayene ettiği yüksek ateşli hastaya antibiyotik rçetesi yazmayan doktorun yanlış yaptığını düşünecek kadar…;; Oysa antibiyotikler, bakteri türü hastalık etkenleri üzerinde etkilidir. Bunların dışındaki ateş yükseltici etkenlere antibiyotiklerin bir etkisi yok. Antibiyotikleri gereksiz ya da önerilen doz ve süre dışında kullanmak vücutaki yararlı bakterileri yok ettiği gibi, bazı zararlı bakterilerin antibiyotiklere direnç kazanmasına da yol açabiliyor. Antibiyotiklere direnç kazanmış bakterilerle oluşan infeksiyonlarla karşılaşıldığında da yapılabilecek şeyler çok kısıtlanmış oluyor

Ter önleyicilere dikkat

Özellikle yaz aylarında ter kokusunu önlemek amacıyla yoğun olarak kullanılan deodorantların, terlemeyi engelleyerek, vücuttaki toksinlerin atılmasını önlemektedir.

Aşırı deodorant kullanımı, ter bezlerinin çalışmasını engeller

Ter bezleri tıpkı böbrekler gibi çalışır, toksin tuz ve üreyi vücuttan atarlar

Terlemek bir savunma mekanizmasıdır. Teri önlemek, güneş çarpmasına davetiye çıkarır

RUH SAĞLIĞI: En iyi ilaç: Gülmek

En son, karnınızı tutarak, yerlerde yuvarlanarak ne zaman güldünüz? Ne zaman bir arkadaşınızla telefonda kahkahalara boğuldunuz? Hayatımızda gülmek için vakit ayırmadığımız bir gerçek. Psikiyatrist Dr. Judith Kupersmith (Texas Tech Tıp Merkezi) gülmenin sanılandan çok daha önemli olduğunu, stresi anlamlı ölçüde azalttığını söylüyor ve "Gülmenin strese karşı bir savunma mekanizması olduğunu düşünün. Aynı anda hem gülmek hem de üzüntülü olmak çok zordur" diyor.

Aslında kendisi böyle bir araştırma yapmamış olmasına rağmen bu amaçla yapılan birçok araştırmanın benzer sonuçlar verdiğini, mizahın kan basıncını düşürüp endorfin hormonunun açığa çıkmasını sağladığını belirtiyor. Endorfinler beyine etki ederek kişinin kendisini mutlu hissetmesini sağlıyor. Gülmek ayrıca, dolaşımı düzenliyor, kalbi, sinir ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Ayrıca direk olarak bir kişiye gülmüyorsanız kimseye bir zarar vermiyor.

Siz kendiniz gülmeseniz de fıkra anlatmak da endorfin salgılanmasını sağlıyor. Diğerlerinin gülmesi de sizi olumlu etkilemiş oluyor. En etkili gülüş şekli ise göbekten gelen gülüş. Bu şekilde gülmenin ruh sağlığına inanılmaz olumlu etkileri var.
ein Bild

 
 
  Bugün 63 ziyaretçi (89 klik) kişi burdaydı!  
 
------------

-------------------------------------
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol